Gurur duymak


Geçen Cuma günü kızımı gönderdik. Dolu dolu bir üç hafta geçirdi Türkiye’de. Liseden, üniversiteden arkadaşlarıyla görüştü. İstanbul’daki az sayıdaki akrabalarıyla görüştü. Kar yağdı, evden çıkamadık. Evde film keyfi yaptık. Sinemaya gittik. Alışveriş yaptık. Sevdiği ve ayrıca hoşlanabileceğini düşündüğüm bütün yemekleri yaptım. Aklımda kalan hiçbir şey kalmasın istedim, ah keşke şu yemeği de, şu tatlıyı da yapsaydım kızıma diye sonradan üzülmek istemedim.



Bu bloga bir yazı yazmasını istemiştim, bir türlü fırsat bulamadı yazmaya. Ama çok önemli bir katkısı oldu. Bana bir fotoğraf makinesi almış. Blogda genellikle bilgisayarımda olan, daha önceden, özellikle de Amerika’da çektiğim fotoğrafları kullanıyorum. Konuyla bağlantılı şeyler seçmeye çalışıyorum ama bence bağlantılı olsa da kızım bazılarının çok ilgisiz olduğu konusunda uyarıyor beni.  Artık, görüntü kalitesi eskisinden çok daha iyi, kızımın hediyesi küçük fotoğraf makinemi hiç yanımdan ayırmıyorum, hep çantamda. Umarım bundan sonra daha hoş fotoğraflar yayınlayabilirim.

Çeşitli testler yaptırdık. Gitmeden öncekine göre kan testleri çok daha iyi. Demek ki beslenme ve yaşam koşulları açısından kendine iyi bakıyor diye seviniyorum.


Bavulunu hazırlarken 2011’de gösterimde olan “Up in the Air” (Aklı Havada) isimli George Clooney’nin başrolde olduğu film geldi aklıma. Clooney devamlı seyahat eden bir adam, son derece pratik bir şekilde bavul hazırlayıp yola çıkabiliyor. Ona bir yardımcı genç hanım veriyorlar ve birlikte çıkacakları bir kaç günlük ilk seyahat için havaalanında buluştuklarında yardımcısının getirdiği bavul onu şaşırtıyor ve alay etmesine neden oluyordu. Kızcağız zor taşıyordu bavulu.

Kızım ilk geldiğinde bavulunda ne var ne yok bilmiyordum ama döneceği zaman birlikte hazırladık.  Amerika’daki çorap ve çamaşır çekmecesindekileri ve t-shirtlerini olduğu gibi getirmiş buraya. Kıyafetler dolu. 5-6 çift ayakkabı. Bir de buradan kaban aldık ona. Zor sığdırdık bavula. Neyse ki vakumlu torbalar var, çok işe yarıyorlar. Eminim bir daha ki gelişine durum farklı olacak, daha az eşyayla gelecek. Zaten o zaman yaz dönemi olacak ve kaban falan taşıması gerekmeyecek.

Güzel bir tatil oldu onun için. Özlem giderdik. Ayrıca, bu gelişiyle onun için de bizim için de pek çok şeyin değişeceği yeni bir dönemin başladığına inandım. Çünkü kızımın istediği zaman, her tatilde rahatlıkla gelebileceğini, evini, bavulunu, biletini, evrakını her şeyini organize edebileceğini gördüm. Ona güvenim,  inancım çok arttı. Burada neredeyse her işine biz koşturuyorduk, o nedenle orada sanki yapamayacakmış zannediyorduk. Yabancı bir ülkede, yalnız ve öncesinde her zaman ailesinin fiili desteğini almış bir genç olarak evini, okulunu, işini idare edebildiğini, kendine iyi bakabildiğini gördük.

Aslında kendimi düşünüyorum da, 25 yaşımda evlendim, hemen çocuğum oldu. Ev, iş, aileler, çocuk gibi kocaman sorumlulukları aldığımda kızımdan 2 yaş büyüktüm sadece. Ben buna rağmen neden hala çocuk gibi görüyorum ki kızımı diye düşünüyorum. İşte bu nedenlerle artık Amerika’da ne yapıyor, ne yedi, üşür mü, mutlu mu, mutsuz mu, çalıştı mı, çalışmadı mı, uyudu mu, uyandı mı diye aklının yarısı oralarda olan bir anne olmaktan vazgeçiyorum. Vazgeçmemin en önemli nedeni kızıma inancımın artması. Bir diğer önemli nedeni ise o zarif, naif, akıllı çocuğum, benim burada, kendisiyle ilgili tedirginliğimin çok çok farkında ve belki de onun kendisine güven duymasını engelliyor bu durum. Artık bundan sonra, kızımla ilgili tedirginlik gibi olumsuz duyguları değil, onun başardıklarıyla gururlanmak ve ona güvenmek, inanmak duygusunu yaşamak istiyorum. Üstelik okulun yeni döneminde daha çok hoşlanacağı dersler seçebilecek. Her şeyden önemlisi de, önümüz bahar. Ilık havalarla, canlanan doğayla birlikte daha çok dışarda zaman geçirecek, daha çok gezecek. Kıpı kıpır olacak, biliyorum ben onu.

Bu sefer havaalanında ayrılırken ağlamak istemedim. Hiçbirimiz ağlamadık bu sefer. Neşeyle, gülerek, espriler yaparak gönderdik kızımı. Böylesi daha güzelmiş. Tüm çocuklarımız mutlu olsunlar, şansları bol olsun. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yine Tuba Ağacı

Tuba ağacı

Tarabya hakkında yazarken