Kızımın notları

Bu yazıyı yazmaya başlamadan önce çocukların bilişsel gelişimi üzerine bir iki yazı okudum. Bana çok karmaşık göründü yazılanlar. Bilim adamları bu konu üzerinde çok araştırmışlar, deneyler yapmışlar, yazmışlar, pek çok bilimsel açıklamalar var bu konuda. Anlatacağım konuyu özetleyen bir kaç alıntı yapmak istedim, gördüm ki beni aşan şeyler hepsi ve vazgeçtim buraya almaktan.

Büyük kızım, 6 yaşındayken okuma yazmayı kendiliğinden öğrendi. Uyumadan önce okuduğumuz kitapların bazılarını çok sever, her akşam aynılarını okumamızı isterdi, ezberlemişti bu kitapları. Bir yerinde farklı okuma yaptık mı, hemen araya girer ve düzeltirdi. O zamanlar, "Edi ile Büdü" serileri vardı, renkli, komik, şirin kitaplardı. Özellikle bu kitapları ezberlediği, harfleri tanıdığı için okumayı söktüğünü tahmin ediyorum. Okumadan sonra da günün birinde yazabildiğini keşfetti yavrucuk. İşte o zaman kendini tutamadı ve başladı yazmaya, nasıl bir güven ve hakimiyet duygusuyla yazıyordu yazılarını, daha doğrusu minik notlarını demeliyim. Bu notları birer birer bantlayarak asmaya başladı odasının kapısına, her bir not bize bir mesaj içeriyordu, çok net ve katı mesajlar. Bu yazılarını görünce çok mutlu olmuştuk, bu mutluluğumuzu görünce daha çok ve katı mesajlar veren notlar yazmaya motive oldu, numaralandırmasını istedik, 0'dan başlayarak numara verdi her birine, tarih de yaz dedik heralde, yazmış. O notları 17 yıldır saklıyorum, fotoğraflarını çektim, bantlar not kağıtlarının üzerinde izler bırakmış ne yazık ki, bir rötuş programıyla silmeyi denedim, başaramadım.

Daha sonraki yıllarda, ikimize ait, bir onun bir benim yazdığım bir günlük tutmaya başlamıştık. Dün onu da tekrar okudum, ikimizin de ortak görüşü kendimizi yazarak daha iyi anlattığımız olmuş. Hala da devam ediyor bu durum, en azından benim için.

Notlarında kelime aralarında boşluk yok, okuduğu gibi yazmış, çok güzeller...

 0-) Kapıyı hızlı kapatmayınız (14.3.1995)

Demek ki zaman zaman kapılar çarpılıyordu evde.
 1-) Bu odaya girilmez.

Büyüdü tabiii, artık odasına girmeye izin yok.
 2-) Bi işiniz varsa beni o işe sokmayın, o işi kendiniz yapın

Muhtemelen yardım istediğimiz konular oluyordu.
 3-) Kendi dahattıklarınızı kendiniz toplayın, benim odamda bile olsa

Odasını bize toplatacak, otorite o ya evde.
 4-) Ben sizin hizmetçiniz deyilim

Sanırım sırf odasını toplamamak için açılmış bir isyan bayrağıydı bu. Aslında büyüdüğünde de odasını pek toplamadı. Ben bu mesajı çok iyi almışım belli ki, hala ben topluyorum, masasını, dolaplarını, atılacak kitaplarını.
  5-) Odam datılmıcak.

Odayı biz dağıtıyoruz, biz toplayacağız. Sanılabilir ki bu çocuk, titiz temiz biri olup, çıkacak. Hiç öyle olmadı aslında. Mağazaların poşetlerini bile atmaz, hepsi odasında birikir, ben atarım sonra.
 6-) Cüzdanımdan bir şey alınmıcak

İşte bu çok hoş. Demek ki paraya ihtiyaç olduğunda onun cüzdanından alıyorduk biraz, çok kızmış anlayınca. Amerika'ya gitmeden önce de dolabındaki cüzdanında mutlaka az da olsa parası olurdu. Nakit yoksa oradan alır, akşama o gelmeden mutlaka yerine koyardık. Bizim küçük bankamız daha 6 yaşındayken çalışmaya başlamış bize demek ki.
  7-)Evin başkanı benim

Bu ayrı bir hoş, hanımefendi hükümranlığını ilan etmiş ta o zaman. Bunu yazdığında "yok kızım, bu evin başkanı sen değilsin, bu evin başkanı BABAN" demiştim.
 8-) Bu evin başkanı ben olucam. (14.3.1995)

Bu evin başkanı şimdi babamsa, gelecekte ben olacağım diyor çocuk.
Öyle de oldu, çocuklarımız adeta bizi yönetiyorlar. Yönetsinler, iyi ki varlar.
  9-) Eve gelince size birer birer anlattırcam.

Yine kızmış belli ki, bir yere gittik de onu götürmedik mi acaba? Belki çocukların gidemeyeceği bir iş yemeği için falan bırakmıştık birine onu.
Oysa çocuklarımız olmadan hiç bir yere gitmedik hayatımız boyunca, sepet gibi taşırdık onları her yere.
10-)Kaıtlarımı yırtmayın.

Bu kağıtları yazmaya çok emek verdim, sakın yırtmayın diyor. Kimbilir ne kadar düşünerek ve zorlukla yazmıştı bunları.

11-) Ders yaparken beni rahatsız etmeyin.

Bu not yazmalar da ders çalışmak oluyor tabi. Yaptığı işi çok önemsiyor doğal olarak, önemli de.


Güzel kızım, seni çok özledik....






Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yine Tuba Ağacı

Tuba ağacı

Tarabya hakkında yazarken