Rüya


“Kızımın elinden tutmuş, deli gibi koşuyorum. Sanki arkamızda biri var, ondan kaçıyoruz. O kadar hızlı koşuyoruz ki, çocuğum çok yoruluyor, durmak dinlenmek istiyor. İzin vermiyorum, koşturuyorum çocuğu. Takip eden kim bilmiyorum. Galiba ağaçlar var etrafta, ama biz taşlık, topraklık, zaman zaman kayalık alanlarda hızla ilerliyoruz korkuyla. Çocuğum küçücük. Minicik eli, minicik ayacıkları var. Koşmak zorundayız. Birden bir uçuruma geliyoruz, yol bitiyor. Tahtadan yapılmış bir köprü var önümüzde. Köprü tam ortasından kopmuş, eski, kullanılmıyor. Devam etsek aşağısı uçurum, her şey bitecek. O anda bir şey fark ediyorum, bir umut olabilir mi? Köprünün hemen yanından o uçurumun dibine kadar uzanan düzgün taşlardan yapılmış, güvenli upuzun bir merdiven. Yukarıdan bakıyorum, aşağıda bir küçük köy.”

Uyanıyorum. Umutla uyanıyorum. Ne kadar çok rüya gördüm kimbilir. Seneler önce gördüğüm bu rüyayı hiç unutamıyorum. Çocuklarıma anlatıyorum. Çünkü bu rüya bana hayatımın dersini verdi. Yaşanan her zorluğun üstesinden gelinebileceğini, farklı yerlere bakmak gerektiğini, farklı bir bakış açısı yakalamam gerektiğini öğretti. Her şeyin kendi kafamda bittiğini öğretti. Bu lafı da pek çok kişiye söylerim, çok inanıyorum buna. Rüyamı bir psikologa anlatsam bambaşka yorumlar yapabilir. Oysa kendi yorumum, benim hayatımı şekillendirdi. Bu bilinçaltı olayı ve rüyalar çok ilginç.



Büyük kızımın odasına sık sık, çeşitli vesilelerle gidiyorum, balkonundaki çiçekleri suluyorum. Kitaplarına bakıyorum, çünkü bana oradan kitap tavsiye ediyor. Masasına oturuyorum, yatağına uzanıp kitap okuyorum. Kokusunu içime çekmeye çalışıyorum. Fotoğraflarına bakıyorum. Dolabında bıraktığı elbiselere dokunuyorum. Ama anladım ki, bu özlemi bu kadar içselleştirmemeliyim, acı çekmemeliyim. Aralık’ta gelecek. Gerekirse ben yanına giderim. Ne yapalım, kendi geleceği için o da, biz de katlanmak zorundayız bu ayrılığa. Benim abartılı özlem duygularım devam ettikçe, o da bunu hissediyor ve adaptasyonda zorlanıyor belki de. Ve bu hastalıklı halimden kurtulmaya karar verdim. Rüyamdaki gibi, her şeyin çözümü hazır, yanıbaşımızda. Kızımın odasında bir fotoğraf asılı duvarda. Rüyamda gördüğüm köprüye benziyor aynı. Aslında tahta bir iskele sanırım. Olsun benziyor.  

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yine Tuba Ağacı

Tuba ağacı

Tarabya hakkında yazarken